Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT World Forum'daki konuşması sırasında İsrail ile ticareti eleştiren dokuz gencin protestosuyla karşılaştı. Bu olayın ardından gözaltına alınan 9 kişinin tutuklanmasına yönelik eski TBMM Başkanı Bülent Arınç'tan bir tepki geldi.

Arınç, protestonun "düşünceyi ifade etme özgürlüğü" bağlamında değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. "Söz konusu olayda tutukluluk halini gerektirecek bir zorunluluk yoktur" diyen Arınç, X hesabı üzerinden şu ifadeleri kullandı:

'ADALETE OLAN GÜVENİ SARSIYOR'

"Daha önce de çeşitli konular aracılığıyla 'düşünceyi ifade etme özgürlüğü' kavramı hakkında görüşlerimi belirttim. Son günlerde Cumhurbaşkanımızın katıldığı bir program sırasında meydana gelen protesto sonucunda dokuz gencimizin tutuklanmasını yanlış buluyorum. Geçmişte de benzer uygulamalara rastlanmakta ve bunlar toplumsal bellekte olumsuz izler bırakmakta, adalet sistemine olan güveni zedelemektedir."

'FARKLI DÜŞÜNENLER OLABİLİR'

Söz konusu olayda tutukluluk halini gerektirecek herhangi bir zorunluluk bulunmamaktadır. Eğer olayda bir suç unsuru olduğu savunulsa bile, tutukluluğun yerine geçebilecek birçok adli kontrol tedbiri mevcuttur. Bu denli basit bir olayda tutuklama yoluna gidilmesini hem ceza adaleti hem de sosyolojisi açısından uygun bulmuyorum.

Yasal çerçeveler içerisinde protestolar gerçekleşebilir. Devlet aklı, olayları münferit olarak ele almaktan uzaklaşmalı ve toplum nezdinde yaratacağı sonuçları dikkate alarak hareket etmelidir. Cumhurbaşkanımızın ve hükümetinin, Filistin ve Gazze konusundaki duruşu ve İsrail’in siyonist yönetiminin masum insanlara karşı sergilediği saldırgan tutumuna karşı gösterdiği tepkinin açık ve samimi olduğuna inanıyoruz. Türkiye, diplomasi, uluslararası hukuk ve insan hakları konularında her platformda Gazze halkının haklarını savunmaktadır. Ancak farklı görüşlere sahip bireyler de mevcuttur. Bu tür protestolar her daim olağan karşılanmalı ve ceza tehdidi dışında tutulmalıdır.