Uzmanlar, kaygının gerçek bir tehdidin bulunmadığı anlarda bile rahatsız edici bir şekilde ortaya çıkması halinde, kişinin "burada ve şimdi" durumuna geri dönmesinin son derece önemli olduğunu vurgulamaktadır. Psikologlar, bu aşamada duyusal algılarımızın yardımcı olabileceğini ifade ediyor. Örneğin, bir bardak soğuk su içmek, kaygılı durumlarla başa çıkmada, "Evet, buradayım, şu anda başıma kötü bir şey gelmiyor, nefes alıyorum, oturuyorum, etrafımdaki her şeyi gözlemliyorum” düşüncesini güçlendirebilir. Ancak, bireyin bu düşünceyi ön planda tutması gerekmektedir.
GECİKMİŞ KAYGI TEKNİĞİ NEDİR?
Uzmanlar, kaygıyla baş etmede etkili bir yaklaşım olarak "gecikmiş kaygı tekniği"ni önermektedir. Bu tekniğin temel prensibi, sürekli olarak olumsuz veya endişe verici düşünceleri zihinde taşımak yerine, bu düşüncelere belirli bir zaman ayırmanın önemi üzerine kuruludur.
Uzmanlar durumu şu şekilde açıklamaktadır:
Örneğin, yarın saat 15.00'te oturup tüm kaygılı anlarımı düşünmek için kendime yarım saat ayıracağım. O zamana kadar bu düşüncelerin zihnime girmesine izin vermeyeceğim. Belirlediğim bu sürede başka hiçbir şey yapmayacağım. Böylece dikkatim dağılmadan bu tekniğin işe yaradığını düşünebilir, beynim yarım saat boyunca bu rahatsız edici düşüncelerle meşgul olmaktan yorulur.