Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Kocaeli 8. Olağan İl Kongresi'nde önemli açıklamalarda bulundu. "Son 22 yıl içerisinde muhalefetin olumlu bir tutum sergilediği neredeyse hiç uluslararası olay yok" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her türlü yolu denediler. Suriye'yi kan gölüne çeviren Baas rejimini aklamak için vicdanlarını bile tatile çıkardılar. Evini, yurdunu ve ailesini kaybetmiş mazlum insanları yalnızca seçimle 2-3 oy daha fazla almak için arsızca hedef gösterdiler. Suriye krizi muhalefetin gerçek yüzünü ortaya çıkarmıştır" ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) borçlarına yönelik 'silkeleyin' talebine tepki göstererek, "Akla bak, hadi gel de silkele o zaman" sözlerini sarf etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, SGK borçları üzerinden Cumhuriyet Halk Partili (CHP) belediyeleri hedef alarak bir 'silkeleme' uyarısında daha bulundu. Erdoğan, "Yanlışa ısrar etmeye devam ediyorlar. SGK'ya borcunu ödemeyen ve üzerine daha fazla borç yapan, bundan da hicap duymayan belediyeleri silkelemeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın beyanatlarından dikkat çeken noktalar şöyle:

"AK Parti, bir siyasi oluşum olmanın ötesinde, bir davaya ve hayale sahip olanların kurup büyüttüğü bir teşkilattır. AK Parti'yi dünya genelinde kabul gören klasik parti işleyişi çerçevesinde değerlendirip hareket edenler büyük bir yanılgıya düşüyorlar. Sadece bu şekilde politikaları yorumlayanların yönetimi altında bulundukları belediyelerde ve uluslararası ilişkilerde yaşanan savrulmaları hep birlikte gözlemliyoruz. Bu savrulmaların sonucu, kendi ülkesine, milletine ve tarihine yabancılaşmak, en nihayetinde düşman hale gelmektir. Öylesine vahim durumlarla karşılaşıyoruz ki, bu ülkede siyaset yapıp milletin ekmeğinden faydalananlar, açığa düşmanlık besliyorlar. Olaylara Türkiye merkezli değil, başka ülkelerin penceresinden bakıyorlar ve sanki onların kılıcını sallıyorlar. Milletin değerleriyle tamamen bir bağları kopmuş; rüzgar nereye eserse oraya yöneliyorlar. Üstelik, hataları yüzlerine vurulduğunda ders almaktan kaçınıp aynı yanlışları yapmaya devam ediyorlar. Millet tarafından kurulmuş ve bugüne getirilmiş olan AK Parti asla böyle olmamıştır, olmayacaktır. Olmaması için gerekli her şeyi yapacağız. Hak ve halk hesaba çekmeden önce kendimizi sorgulayacağız, 'acaba nerede hata yaptık' sorusunu sormaktan asla çekinmeyeceğiz. Eksiği, hatayı ve günahı başkalarında değil, her zaman kendimizde arayacağız ve hakikatin, doğrunun peşinden gideceğiz.

'KAPIMIZ HERKESE AÇIK'

Bunu çok açık bir dille ifade ediyorum; AK Parti'nin temsil ettiği dava, bir medeniyet davasıdır. Bu dava, güçlü bir Türkiye inşa etme davasıdır. Mazluma umut olma ve zulme son verme davasıdır. Adalet, hürriyet ve onurlu bir yaşam için birlikte olma davasıdır. Bazıları gibi bu kutsal davayı günlük siyasetin malzemesi yapmayacağız, istismar etmeyeceğiz, eğip bükmeyeceğiz. Gerekirse bedel ödemekten çekinmeyerek milletimizi ayakta tutan değerlerimize sıkı bir şekilde sahip çıkacağız. Ülkemizle ilgili hayallerimizden ve hedeflerimizden asla taviz vermeyeceğiz. Büyüklenmeyi, riyayı ve zehirli dili içeri sokmamaya dikkat edeceğiz. Farklı inanç ve meşreplerden gelen her insanı samimi, dürüst, gönül alıcı ve çözüm odaklı bir yaklaşımla kucaklayacağız. AK Parti teşkilatlarının kapısı, tıpkı bir tekke kapısı gibi, gelen herkese açık olmalıdır. Teröristlerle, hainlerle, hırsızlarla ve arsızlarla işimiz olmayacak. Bu kişilerin yolu, AK Parti ile asla kesişmeyecektir.

'KİMSEYE VEFASIZLIK YAPMADIK'

Kongreler, kişisel menfaatlerin değil, Türkiye sevdasının ve Türk milletine hizmet etme şevkinin yaşandığı zeminlerdir. Kongreler, yol arkadaşlığının devam ettiği, eski ve yeni ayrımının yapılmadığı kucaklaşma fırsatlarıdır. Biz kongreleri, yasal yükümlülüğü yerine getirmekten öte, partimizi güçlendirmenin bir aracı olarak değerlendiriyoruz. Yeni isimlerle kadrolarımızı güçlendiriyoruz. Bugüne dek kimseye vefasızlık yapmadık, statükocu bir tutum sergilemedik. Emektarlarımızın deneyimlerini, gençlerimizin heyecanıyla birleştirerek tam 23 yıldır Türk siyasetinde damgamızı vurduk.

'TOPARLANIP KENDİMİZE GELELİM'

Politikalarımızı güncelleyerek, yönetim tarzımızı geliştirerek önümüzdeki seçimlerde yeniden %50 barajını aşacağımızdan hiç şüphem yok. Son seçimlerden elde ettiğimiz dersler doğrultusunda gerekli düzeltmeleri her kademede yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Yeter ki kendimize gelelim, yeter ki yüreğimizi ve kollarımızı milletimize açalım. Gerisinin kendiliğinden geleceğini zaten göreceksiniz.

'MUHALEFETİN FOYASI ORTAYA DÖKÜLDÜ'

Son iki hafta içerisinde Suriye'deki gelişmelere göz atmak bile, AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın Türkiye için ne ifade ettiğini anlamak açısından yeterlidir. Son 22 yıl boyunca muhalefetin doğru bir tutum sergilediği neredeyse hiçbir uluslararası olay yok. Suriye krizi, muhalefetin gerçek yüzünü ortaya çıkarmıştır. Suriye meselesi, Türkiye'de kimin nerede durduğunu gösteren bir test olmuştur.

'ALLAH BUNLARA FERASET VERSİN'

Ne diyelim, Allah bunlara feraset ve basiret versin. CHP'nin bırakın Türkiye'yi yönetmesini, basit bir simit tezgahını işletmeye dahi yeteneklerinin olmadığı daha iyi anlaşılacaktır. Allah korusun, CHP yönetiminde Türkiye'nin mevcut siyasi, ekonomik ve diplomatik birçok krizle yüzleştiğini düşünmek bile korkutucu. SGK'ya borcunu ödemeyen ve üzerine daha fazla borç yapan, bununla da yetinmeyip hiçe sayan belediyeleri silkelemeye devam edeceğiz. Temel belediyecilik hizmetlerini bile sunmaktan aciz durumdalar. Daha önce sorunsuz işleyen trafiği 6 yılda alt üst ettiler. 'Yol yaparsak trafik daha da artar' diyen bir zihniyetten farklı bir şey beklenemez. Onların yaklaşımı reklam belediyeciliği; bizimki ise hizmet belediyeciliği. Arada büyük bir vizyon ve yaklaşım farkı var.