3 Aralık Salı günü Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), kasım ayı enflasyon verilerini açıkladı. Ağırlıklı olarak piyasa beklentisi, manşet enflasyonunun %1,90-2,00 aralığında gelmesi yönündeydi; ancak enflasyon, aylık bazda %2,24 ile bu beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Mevsim etkisinden arındırılmış enflasyon ise, %2,93 ile 4 ayın en yüksek seviyesine ulaştı ki bu veri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz indirimlerine başlaması için önemli bir gösterge niteliği taşıyor.
Merkez Bankası son çeyrek enflasyon ortalaması için %1,5'e işaret ederken; piyasa, kasım ayı enflasyonunun aylık bazda %2 seviyesinin altına sarkması durumunda, aralıkta politika faizinin indirilmesi yönünde adımların güçlenebileceğini değerlendiriyordu. Yüksek gelen kasım ayı manşet enflasyonuna rağmen, aylık çekirdek enflasyonun Eylül 2021’den bu yana en düşük seviyeye gerilemesi ve üretici fiyatlarındaki düşüş, piyasada moralleri iyileştirdi ve aralıkta faiz indirim döngüsüne başlanabileceğine yönelik fiyatlamalar sürdü.
Öte yandan, 21 Kasım’da Merkez Bankası Para Politikasını Kurulu (PPK), kasım ayı faiz kararını açıkladı ve beklentilere paralel olarak faizde değişikliğe gitmeyerek, art arda 8’inci kez faizi sabit bıraktı. Karar metninde önemli değişiklikler yapılırken, piyasa bunu 'Aralıkta faiz indirimi geliyor' şeklinde yorumladı.
Merkez Bankası'nın faiz indirimlerine ne zaman başlayacağı hem piyasa hem de reel sektör için oldukça kritik bir konu olarak öne çıkarken; Merkez Bankası, kasım toplantısının ardından yayımladığı karar metninde, politika faizinin seviyesinin, enflasyon gerçekleri ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleneceğini de kaydetti.
Ayrıca Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2025 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirlemek amacıyla dün ilk toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıda herhangi bir rakamın gündeme gelmediği açıklandı. Yeni asgari ücretin enflasyona katkısının tartışılmaya devam ettiği belirtilirken, ikinci toplantının 16 Aralık saat 14.00'te yapılacağı duyuruldu.
Usta iktisatçı ve hazine eski müsteşarı Mahfi Eğilmez, Türkiye ekonomisine mercek tutarak, 2025 yılına yönelik öngörülerini ve asgari ücret beklentilerini paylaştı.
Enflasyon, piyasa beklentilerinin üzerinde geldi. Detaylarda neyi öne çıkarırsınız?
Kasım ayı manşet enflasyon verisi piyasa beklentisinin üzerinde gelmiş olsa da, benim beklentime yakın bir seviyede sonuçlandı. Piyasanın neye göre daha düşük bir oran beklediğini bilmiyorum. Çünkü özellikle hizmet talebi başta olmak üzere, talep hala oldukça canlı ve sanayi üretiminde de kasım ayında artış söz konusu. Demek ki bu yüksek faiz oranı, talebi dizginlemekte tam olarak yeterli düzeyde görülmüyor.
Aralık ayında faiz indirimi hala masada mı; faiz indirim döngüsüne sizce ne zaman başlanır?
Görebildiğim kadarıyla aralık ayında faiz indirimi hala masada. Reel sektörün işleri pek parlak gözükmüyor. Konkordato başvurularında çarpıcı artışlar var; küçük ölçekli üreticiler, sürekli sıkıntılarını dile getiriyor. Bu talepler, hükümet üzerinde baskı oluşturuyor. Bu baskıların Merkez Bankası'na yansımaması düşünülemez. Öte yandan, yatırım bankalarının çoğu da aralık ayında 2-2,5 puanlık bir faiz indirimi öngörüyor. Enflasyonun düşüşü, beklenenden oldukça ağır ilerliyor. Bu durumda aralık ayı sonuçlarını da bekleyip öyle karar vermek lazım.
Aslında herkesi faiz indirimi konusunda temkinli olmaya sevk eden mesele, faizin indirildiği kadar kolay arttırılamayacağı düşüncesi. Geçmişe bakıldığında bu çok da yanlış bir yargı değil.
Sizce asgari ücrete hangi oranda zam yapılmalı?
Benim asgari ücret konusundaki görüşüm oldukça basit: 2024 başında belirlenen asgari ücret olan 17.002 lira ile ne kadar mal ve hizmet alınabiliyorsa, aynı miktara geri getirecek artışın yapılması gerekir. Yılsonu enflasyonunun %45 olması bekleniyorsa, asgari ücret (17.002 x 1,45 =) 24.652 TL olmalıdır. Bu, bir zam değildir; bu, satın alma gücünün 2024 başındaki düzeye getirilmesidir.
Son dönemde fiyat algısı kayboldu. Bir ürünün pahalı mı, ucuz mu olduğunu ne zaman anlayacağız?
Bir ürünün pahalı olduğunu her an anlayabiliyoruz. Çünkü fiyatlar, gelirimizdeki artışın çok üzerinde seyrediyor. Aslında biz açıklanan resmi enflasyon verisine bakıyoruz; oysa gerçekler çok farklı.
2025, daha zor bir yıl mı olacak; Türkiye ekonomisi en çok hangi alanda güçlük çeker?
2025 muhtemelen daha zor bir yıl olacak. Çünkü enflasyonu düşüremiyoruz. Maliye politikası, para politikasına eşlik etmiyor. Türkiye'nin maliye politikası tarafında alması gereken başlıca önlem, israfa varan kamu harcamalarının bitirilmesi olmalıdır. Bu konuda hiçbir önlem alındığını görmedik. Bu durumda enflasyon, 2025 yılında yüksek kalmaya devam edecek. Bu da ülkeyi çok zorlayacak.
Dolar/TL'de 2025 yılı beklentileriniz neler? Hangi şartlarda bir kur atağının yaşanmasından bahsedilebilir?
Dolar kuru için bir tahmin yapmak oldukça zor. Hem ABD'nin hem dünyanın geri kalanının hem de Türkiye'nin içinde bulunduğu durum, bu tahmini neredeyse imkansız kılıyor.
Bir kur atağının olup olmayacağı, izlenecek ekonomi politikasının durumuna bağlı. Eğer bir yandan enflasyon bu kadar yüksek kalırken, bir yandan da küçülme ve dolayısıyla işsizlik artışı olgusu yaşanırsa, buna TL'nin dayanması kolay olmaz. Bu nedenle, 2025 yılında ekonomi politikası mutlaka yapısal reformlarla desteklenmeli ve beklentilerin olumsuz havadan olumlu havaya dönüşmesi sağlanmalıdır.
Kaynak : Ekonomim